Bizim için ülkemizi özgürleştirmek, onura, saygıya, insan haklarına sahip olmak hayatın kendisi kadar aslidir.” Batılı bir gazetecinin sorusuna verdiği bu cevapla hafızalara kazınan Ghassan Kanafani, yaşamını Filistin davasına adamış önemli bir yazar ve aktivisttir.
1948’de, henüz 13 yaşındayken, doğduğu şehir Akka’dan ayrılmak zorunda kalan Kanafani ülkesinden uzak kaldığı yıllar boyunca Filistin halkının hakları ile ilgili hem edebi hem de siyasi açıdan etkili bir figür olarak tanındı. Mülteci kamplarındaki Filistinli çocuklara öğretmenlik yaparak başladığı kariyerine gazeteci ve yazar olarak devam etti. Filistinli kimliği ve direnişin savunucusu olarak bilindi. Eserlerinden genellikle Filistin’in tarihini ve insanların yaşadığı zorlukları işledi. Güneşteki Adamlar ve Hayfa’ya Dönüş gibi eserleri Filistin meselesini ele alan önemli edebi yapıtlar arasında yer aldı.
Henüz 38 yaşındayken, Beyrut’ta arabasına Mossad tarafından yerleştirilen bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti. Ardında on sekiz kitap ve Filistin mücadelesi ile ilgili yüzlerce makale bıraktı.
Lübnan gazetesi The Daily Star, Kanafani için şöyle yazdı: "Hiç ateş etmemiş bir komandoydu, silahı tükenmez kalemi, mekânıysa gazete sayfalarıydı."
Ghassan Kanafani’nin Filistinli çocukları düşünerek yazdığı metni sizlerle paylaşıyoruz.
Keşke Çocuklar Ölmeseydi!
